Gıdı Gıdı
Nadir AVŞAROĞLU
Maden Mühendisi
2010-04-15 00:00:00
Mühendislik Mimarlık Öyküleri 4
DEMİRYOLLARIMIZ
TMMOB
978-9944-89-975-8
|
Gıdı Gıdı ile Nazilli Basma Fabrikası’nın öyküsü; bir makine ile bir yöre halkının oluşturduğu ortak bir yaşam biçiminin öyküsüdür.
Gıdı Gıdı, Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası işçilerini fabrikaya, iş dönüşü de evlerine taşıyan servis aracına, Sümerbank personeli tarafından, çalışırken çıkardığı seslerden yapılan benzetmeyle takılmış isimdir. Gıdı Gıdı bu haliyle TCDD’na ait olmayan ülkemizin tek tarifeli trenidir. Nazilli Basma Fabrikası’nın kurulduğu 1937 yılından, son yolculuğunu yaptığı 2005 yılına kadar başta Fabrikadaki vardiyalarına giden işçiler olmak üzere, lojmanlarda oturan yüzlerce aileye hizmet vermiş bir araçtır. Fabrika işçi, memur ve mensuplarının eşlerini, çocuklarını çarşıya, pazara, okula yorulmadan taşıyıp durmuştur. En önemli görevi elbette 9 teşrin 1937 de özel treniyle Nazilli’ye gelen Atatürk’ü, Türkiye’nin ilk basma fabrikasını açmak üzere önce Nazilli Şehir Gar’ından fabrikaya, sonra yine özel trenine taşımasıdır. Sadece lojman alanları değildi elbette getirdiği yenilik Sümerbank’ın. Nazilli merkezi ile fabrikayı birbirine bağlayan ve çıkardığı sesten esinlenerek yöre halkının “Gıdı Gıdı” olarak adlandırdığı sevimli minyatür tren, ülkemizde işletilen raylı toplu taşımacılığın ilklerindendir. Sadece Sümer Mahallesi’nde yaşayanlara değil, tüm Nazilli halkına hizmet ederdi; Gıdı Gıdı. Gıdı Gıdı öyküsü; fabrikanın bir yöreye ve o kente neler verilebileceğinin öyküsüdür. Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 14.11.2000 tarihinde aldığı “Nazilli Basma Sanayii İşletmesi’nin kapatılarak, Adnan Menderes Üniversitesi’ne devredilmesi” kararı, bir tarihi sona erdirirken aynı zamanda fabrikada kalan son 530 emekçi ve ailelerinin geleceğini de belirsizliğe sokmuş, bir başka acı sonu emekçilere yaşatmıştır. Erken dönem Cumhuriyetin bütünlüklü politikasının somut bir örneğini anlatıyor bu öykümüz. |