TMMOB Mühendislik Mimarlık Öyküleri, Cilt: 4, 2010
TMMOB
TMMOB
2010-04-15 00:00:00
Mühendislik Mimarlık Öyküleri 4
MÜHENDİSLER MİMARLAR ve ÖYKÜLERİ
TMMOB
978-9944-89-975-8
|
Mühendislik Mimarlık Öyküleri-IV
Orman Yüksek Mühendisi SUMMANİ CAN Anısına 2002 yılında hazırlıklarına başlayarak, TMMOB’nin kuruluşunun 50. yılı olan 2004’de çıkarılan “Mühendislik Mimarlık Öyküleri” serisinin ilk kitabında ülkemizin bugünkü gelişimini tamamlamamış ve gelişmemiş sanayi ve teknoloji yapısına rağmen oldukça zengin bir mühendislik- mimarlık birikimi ve hazinesi olduğu vurgulanmış ve bu hazinenin önemli bir bölümünü günışığına çıkarmak için serinin sürmesi ile ilgili umut dile getirilmişti.. Ardından her yeni TMMOB döneminde belirtilen bu amaca hizmet etmesini umduğumuz yeni bir “Mühendislik Mimarlık Öyküleri” kitabı çıkarıldı ve elinizdeki bu yayınla serinin dördüncü kitabı da tamamlanmış oldu. Öykülerde Cumhuriyete can vermiş bazı sanayi tesisleri ya da kuruluşlar, mühendislik mimarlık alanlarına öncülük yapmış üstadlarımız, kimi sektörlerin gelişimleri, önemli bazı ArGe öyküleri ile ülkemiz için değerli bazı projeler anlatıldı. Bu öykülerin büyük bir kısmında, umutlarla başlayan, büyük özverilerle gelişen, başarılarla yoluna devam edebilecek işletmelerin hazin sonları ya da bu başarıların isimsiz kahramanlarının hiç beklemedikleri bu son karşısındaki şaşkınlıkları vardı. “Mühendislik Mimarlık Öyküleri”nin yazılı hafızası oldukça zayıf olan ülkemizin belleğine önemli bilgi ve belgeler sunulması bakımından çok önemli bir işlev gördüğü muhakkaktır. Ancak, bunun da ötesinde öyküleri anlatılan kurum, işletme, proje ya da insanın toplumla, ülkeyle ve diğer insanlarla olan duygu bağlarının da yazılarda oldukça öne çıkarıldığı görülmektedir. Böylece öyküye konu olan unsurların insan, toplum ve ülke için önemi ve anlamı yanında yok edildiklerinde ya da aramızdan ayrıldıklarında da neleri kaybettiğimiz daha iyi kavranabilmektedir. Mühendislik-mimarlık öyküleri serisi TMMOB Yöneticilerinin sıkça dile getirdiği bir gerçeği, aslında bugünkünden çok daha farklı bir Türkiye’nin mümkün olduğunu ve bunun için yapılması gerekenleri tarihsel bir kurguyla ortaya koyuyor. Türkiye’nin önemli bir sanayi geçmişi olmadığını, bu nedenle geçmişe bir sünger çekip geleceğe bakılması gerektiğini, o geleceğin de ancak küreselleşmenin ve serbest piyasanın bir oyuncusu olmakla gerçekleşebileceğini savunanlara, hem de elde avuçta bir şey yokken oldukça hızlı bir gelişmenin bağımsız, kendimize has planlarla ve kendi gücümüzle mümkün olabileceğini gösteren pek çok öykü yer aldı bu kitaplarda. Ve, bu öyküler, o gün o koşullarda başarılanların bugün yapılamamasının mazereti olamayacağının en açık delilleri oldular. |