TMMOB Mühendislik Mimarlık Öyküleri, Cilt: 5, Nisa
TMMOB
TMMOB
2012-04-15 00:00:00
Mühendislik Mimarlık Öyküleri 5
MÜHENDİSLER MİMARLAR ve ÖYKÜLERİ
TMMOB
978-605-01-0364-9
|
Yeni bir yüzyılın hemen başında, 2002 yılında hazırlıklarına başlayarak, TMMOB’nin kuruluşunun 50. yılı olan 2004’de ilkini çıkardığımız Mühendislik Mimarlık Öyküleri serisinin 5. Kitabını sizlere sunuyoruz. Bu beş kitapta toplam 61 öykü yer aldı.
O günden bu yana yaklaşık 10 yılı geride bıraktık. Bu 10 yıl aynı zamanda içinde yaşadığımız yüzyıl hakkında da önemli ipuçları verdi. 21. Yüzyılın 20. yüzyıldan pek çok yönüyle oldukça farklı olacağına artık hiç kuşku yok. Savaş ve kan ile anılan bir yüzyıldan yeni bir yüzyıla geçtiğimiz için gelecek için daha umutlu olmamız gerekirken ilk yıllardaki gelişmeler daha karamsar olmamıza yol açıyor. Çünkü, bu asırla başlayan değişimin hızı olması gerekenden ve takip edebildiğimizden çok yüksek ve değişim toplumun dışında, onun beklentilerinin uzağında gerçekleşiyor. Dahası toplumun değişikliklerin içeriğini anlayıp, yönlendirmesi bir yana, olan biteni algılamasına bile fırsat verilmiyor. Açıkçası değişimin odağında ve beklentisi olan kesimde toplum yok. O zaman kim için, hangi kesimlerin çıkarına bu değişim? Çok açık ki, dünyayı sınırların olmadığı bir hükümranlık alanı olarak gören küreselleşmenin önderleri ve onların işbirlikçileri çıkarına. Zaten bu hızlı değişim de işte onların eseri. Ama bu değişim toplumlara çok hızlı gelişen teknolojinin nimetleri, modernleşme ve bunlarla bezenmiş mutlu bir gelecek olarak sunuluyor ve kaçınılmaz olduğuna inanmamız isteniyor. Küreselleşmenin tasarımcıları yarattıkları dünya düzenine biat edilmesi için “senin geçmişin yok, sadece geleceğin var ve bu gelecek de benim gösterdiğim gelecektir” yalanına inanmamızı istiyor ve bu amaçla ülkelerin tarihle bağlarını yok ediyor. İşte bu nedenle yerli işbirlikçiler eliyle kente kimliğini veren tarihi binalar, meydanlar yok ediliyor. Kentlinin kentiyle bütünleşmesini, kendini ona ait hissetmesini sağlayan bağlar yıkılıyor, doğa ile ilişkisi kesiliyor ve bunların yerine yaratılan yeni geleceğe baş eğmesini, modern teknoloji birbirinin aynı, koca koca ayna camlı devasa binalara insanlar hapsediliyor. Bütün yollar alışveriş merkezlerine çıkıyor. İşte bu nedenle sanayi tarihimizin köşe taşlarına dair tüm izler de büyük bir hızla yok ediliyor, bu nedenle Cumhuriyetin hemen başında hem de elde avuçta bir şey yokken kurulan uçak fabrikalarımızda diğer ülkelere satılan uçaklar imal edildiği bilinsin istenmiyor. Bugün, modern hayat diye yutturmaya çalıştıkları hız kültü ile bizi geçmişimize yabancılaştıranlar, inandırılmak istendiğimiz geleceği tasarlayanlar artık gizlemek ya da perdelemek ihtiyacı bile duymadan sanayi tarihimizi oluşturan mozaikleri hızla katlediyorlar. O koskoca tarihin kapısını kapatmaya çalışıyorlar. Hatta Sümerbank gibi arkadan yetişmeye çalışan pek çok ülkeye esin kaynağı olmuş bir kalkınma modelinin yapıtaşının ismine bile tahammül edemiyorlar. Gücümüzün, ülkemiz için yaratabileceklerimizin oldukça gerisine düşürüldüğümüz günümüzde, Mühendislik-Mimarlık Öyküleri serisinin bu başkalaştırma sürecinde mühendis ve mimarların ortak yön bulma arayışlarında önemli bir işlev gördüğü düşünülmektedir. Bu kitaplarla göstermek istiyoruz ki, iyi bir gelecek ancak geçmişin sağlam temellerine oturtulursa kurulabilir. Şayet bu temel yok edilmişse gelecek de çok çürük olacaktır. |